30 Mayıs 2009 Cumartesi

yaz programı

bu yaz boş vakiti olanlar için süper bir yaz olacak;
formula 1 türkiye ayağı dışında gelen çok başarılı müzisyenler var;
Leonard Cohen , Loreena McKennitt ,Patricia Kaas ,Dream Theater ve bunlara ek olarak bir de unirock festivali var; Amon Amarth,arch enemy,rotting christ hatta kreator..en son da testament gelecek.parası olana yaz bu yaz yaza.ama bir de parası olsa ya da olmasa bile gene de her koşulda gidemeyecek olanalr var.Mesela sanırım ben aptal olduğum ve yaz okuluna bir sürüd ers bıraktığım için gidemeyeceğim.ya da gidewrsem nası gitcen çok merak ediyorum.neticede bu kadar aylaklık etmek evet bnm tercihim ve benim sucumdu ve sanırım artık bir şeylerin cezasını çekme vakti geldi.ve ben bu cezayı istemeye istemeye çekeceğim.

29 Mayıs 2009 Cuma

2 belki 3 sene sonra

Bayağıdır yazmıyordum bloga.sanırım yeni kurulan grubumla haberleşip karar almak için açtığım dipğer blog buraya yazma isteğimi kaçırdı.ama az önce saçma sapan başkalarının bloglarında gezinirken yeni şeyler yazmak istediğimi fark ettim.Aslında belki de başkalrının yazdıklarını okumak kendim hakkında yazmaktan daha zevkli.çünkü sürekli yeni insanlar tanımaktan hoşlanan ben bu amacıma kimseyi rahatsız etmeden böylece ulaşabiliyorum.Fakat şunu da fark ettim ki ben de yazmazsam burayı okumaktan zevk alanlar ne okuyacak ?

GErçekçi olmak gerekirse bir ara rast gele benim blogumu okuma ihtimali olan insanları düşününce acaba ingilizce yazsam da bu ortak dili bilen herkes kullansamı dedim ama dürüst olmam gerekirse cesaret edemedim buna.aynı cümleler aynı bağlaçların olduğu ifade yeteneğinin palangalarla büküldüğü bir yazı sunmak istemedim insanlara.

başlığa gelince...Birisi vardı hayatımdan ve çok zor çıkarabildim hayatımdan,ama bayadır çıkarmış,etrafımdan silmiştim onu.bunu yapabilmekte ki temel başarımda sanırım benim ona karşı hala hissettiğim yakınlığın artık beraber olmasak bile onun tarafından hiç karşılık bulmadığını zannetmem ya da fark etmemdi.Ama bugün, seneler sonra bana bu kadar sıkı sarılıp,benim onu gerçekten içten kutlayışımı anlayıp, bunu samimiyetime ve gerçekten onun için sevinmeme yorup, sonra da aynı içtenlikle karşılık vermesi çok mutlu etti beni.Hani kendi kendime dedim ki ,eski çiftler acaba herşey bittikten sonra bile dost olabilirler mi ? Bir anlık bu heyecan; geçmişi tekrar paylaşabilmenin ve o eksik sayfaların,artık konuşulmamak üzere karşılıklı ama birbirinden habersiz olarak verilmiş sözlerin tekrar gün yüzüne çıkabilme ihtimali hoşuma gitti. Sanki o an ,canım sıkıldığında gayet arayıp ne yapıyorsun sinemaya gdelim mi ya da dışarı çıkıp dolaşalım mı dediğimde bundan rahatsız olmayıp,beni de yanlış anlamayacak bir dostumu kazanmış gibi hissettim.Dost olmalk zorunda da değiliz aslında,sonuçta paylaşabilceğin zaman gittikçe yok olunca dostluğa uzanan köprü de sanırım yıkılıp gidiyor.Ama bunda bizlerinde suçu yok değil.

Mesela bugun,tüm bunlardan sonra gidip güzelce yanına oturup onunla konuşup eskisi gibi güzel vakit geçirebilir,zamanı geldiğinde de kalkıp dersimi çalışabilirdim.Cok geç dank etti kafama,eve geldikten sonra.neden yanına oturup onun bana belki farkında bile olmadangösterdiği bu şinsani sıçaklığa daha güzel şekilde karşılık veremedim ki?neydi beni engelleyen.sanırım yanlış anlaşılmaktan korktum.bilemiyorum.

Neyse ki ona da dediğim şekliyle çekirdek tayfa olarak bir arada toplanıp en güzel yemekleri evimde vereceğim davette yer ve en guzel anları geçirirebiliriz de,güzel bir veda etmiş oluruz birbirimize.iyi ki akıl edip de bu yemek işini ortaya atmışım.zira orda gösterdiğim tutukluğa ve soğukluğa pişmanım çok