22 Haziran 2009 Pazartesi

cemcük zihniyetli okulum

türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde okuyoruz.aman tanrım burdaki insanlar sadece beyin.kafalarının içindeki nöronlar sıradan insanlarınkine oranla %100 daha hızlı çalışıp,birbiriyle %150 daha fazla bağ kurup bir ağ oluşturmuşlar.owwwww.
ama bu okulu her nekadar diğer üniversitelerden daha üstün olsa bile gene de bok götürüyor.mesela bilkentte kullanılan ders seçme programı neden bizde kullanılmıyor? bir ders aldığın zaman haftalık plan üzerinde hangi derslerle çakıştığını görebiliyorsun.ama yok amcamlar bizim zihnimizi sürekli çalışır durumda bırakmak için, böyle günümüzün çağdaş fırsatlarının ve teknolojilerini kullanmak istemiyorlar.ya da okulda olan bir olayı ,okul içindeki herkesin mailllerine yollamaktansa kendi resmi sitelerine bile kkoymuyorlar.

ha peki not olaylarına gelince? bizden her otta bokta tahahhüt isteyen,mesela sınava girmediğin ya da uyuya kaldığın zaman senden rapor ibrazı bekleyen,üstelik bulduğun rapor -Güvenilir- değilse,bu sorğulamayı kendi kafalarında yapıp buna karar verip raporunu kabul etmeyen okulum,kendi sikik beyanlarına neden uymuyor.saygınlığını nedne böyle çöğe atıyor.çünkü saygınlığını çöpe falan atmyor.sizler bizler,ne değişecek abi boşver dedikçe bunlar işin bokunu çıkarıp bizim suratımıza sıvıyor.
konu ne mi ?
The Grades will be announced on 22.06.2009 at 12:00.
konu bu ?
peki şu an saat 12:24
ben noytumu öğrendim mi ?
hayır .peki ne dediler?
The Grades will be announced on 22.06.2009 at 12:00.
saat kaç 12.24!
sen üniversitesin be ayıp be..
madem yetiştiremiyorsun.o zaman deme bunu ?

17 Haziran 2009 Çarşamba

İnsan hissedermiş

çoğu zaman kan bağı yüzünden yürütülmek zorunda olan akrabalık ilişkilerinin gereksiz ve zorlama olduğunu söyleyip,kan bağım olmasa da, etrafımda bana akrabalarımdan çok daha yakın olan "gerçek akrabalarımın" varlığından bahsetmişimdir.
ama 16 haziran'ı 17sine bağlayan gece içtiğim biralara 3 tane de fondip eklenince, gecenin bir yarısında pat diye uyandım, bütün bir gece boyunca sanırım hayatımda ilk defa gece 2:30 dan sonra uyuyamadım ve uyumak adına kitap okusam bile ,okumalarım işe yaramadı ve ben yarım bıraktığım 2 kitabımı da bir gecede bitirdim.
Ama işin ilginç yanı şu; bütün gece kitap okurken sürekli kitabı bir kenara bırakıp hasta olan ve geçmiş olsun demek için aramak zorunda kaldığım amcamı düşündüm.neden bilinmez.sonra bu gece boyunca beni bir korku kapladı.evet yaprak dökümü baba tarafında başladı dedim kendi kendime.ve sıra babama da gelecek.evet birden bununla yüzleştim.neden bilemiyorum.ve babamın ölmesinden ve onu kaybetmektense, annemin ve benim babam olmadan hayatlarımızı nasıl devam ettireceğimiz konusuna takıldı aklım?
ve daha da önemlisi dün gece bir karar almıştım.insanlar gidiyor.herkes farklı şekilde gitsede.ve ben biraz daha kalabilmek için,dün gece alkolü ve sigarayı bırakma kararı aldım.e n azından azaltmaya kesin kez karralıyım.zaten bügün içtiğim 2 sigara da sanırım bu konuda atılmış ufak ama başarılı bir adım.dedim ki sigara ve alkol bile kullanmayan amcam bile bu kadar riskliyse,benim daha dikkatli olmam lazım
VE işin ilğinç yanı.bu yüzden dedim insan hisseder diye.sabah 8 de annem sadece bir tek şey için arar.kötü haber vermek için.ve doğru çıktı.2 3 gün önce "amcanı bi ara, konuş biraz hastaymış" diyen annem bu sabah "amcanı kaybettik olum.atla uçağa gel cenazeye yetiş" dedi.ben tabii ki gitmedim.annem defalarca arayıp biletimi kendi almaya bile kalktı.ama babamdan hala ses yok.sanırım yarın gitcem.bu gün gitmeme sebebim tüm o hezeyanı yaşayıp,inanmadığım bir törenin bir parçası oluıp,insanlara olmadığım ama benden olmamı istedikleri bir kabuğa bürünmeyip,yapmacık davranmama isteğimdi.o yüzden tanımadığım,
tanısam da hatırlamadığım,sanırım beni bir kere bile aramayan amcama,burdan sadece bir kereye mahsus olarak,rahmetler olsun,huzur içinde yatsın demek,kan bağımın ve bu gece birden hissettiklerimin ve düşündüklerimin bana verdiği sorumluluk duygusu.
evet amcamı hissettim galiba,bir garip oldum ama asıl hissetmek istediklerimi hissedip ,kan bağım olmasa da onların yanında olabilcekmiyim.belki olamayacağım ama bu onları daha çok sevdiğim ve acı anlarında kesinlikle yanlarında olacağım gerçeğini değiştirmez.
umarım insan hisseder ama sizi de hisseder,kendinize iyi bakın.

13 Haziran 2009 Cumartesi

dışarda şimşek çakıyor,gürültüsü ise şimşeği fark etmeyenlere yagmurun haberini getiriyor. Blki şu an bir yerlerde kimileri yagmur altında ıslanmaktan zevk alarak yumuşak ve yavaş adımlarla ilerliyor,yagmurun tek bir damlası saç köklerinden alınlarına inip gözleriyle buluşana ve göz yaşlarını oluşturana kadar. Kimileri de ne yağmuru ne de ıslanmayı seviyor..sanırım onlar ağlamaktan da korkanlar oluyorlar.bense oturmuş yağmuru bekliyorum.acaba yatağımda uzanmışken tepemden aşağıya yağsa.tam odamın içinde.Nasıl hissederdim ?

insanlar gitmeye başladılar fark ettiniz mi ? ve dahası da gelecek.ama gidenler değil gelenler.dahası gelecek olan, daha da fazla insanın gidcek olması.ben de gidiyorum.ama benim ki daha yakın.şimdilik.birkaç adım öteye gidiyorum.yapamadıklarımı yapabilmek yapmak istemediklerimi yapmamak için.en azından bir kez daha.yapmak istediklerim ise birer yığın olarak karşımda.umarım hepsini yapabilcek vaktim olur.

Vedalar acı ve keder yüklü olmak zorunda değiller.aslında onlar da birer mutlu hayatın başlangıçları.ama nedense insan o an mutlu olmasına rağmen,iş ayrılığa gelince biraz karamsar havayı katıyor yaptıklarına, istemeden de olsa.

benim veda şeklim ise bambaşka.oturup geçmişi düşünmek,en sevdiğim şarkıları dinlemek.geleceği düşünmek mutlu olmak.geçmişi düşünüp üzülmek. ve önemli parça hayatımdaki.sanırım müzik.sevdiğim müzikler.bana kalsa beni ben yapan,etrafımdakilerle onlar farkında olmasa bile kurduğum bağı sağlayan,onlarla konuşmamı şeklillendiren,kafamda ilk notlarını verdirten notalar bütünü.işte bu yüzden şimdi de gidip müzik dinleyeceğim.sadece müziği.yazdığım notlarda geçen dizeler,öptüğüm,kokladığım,sarıldığım,güldüğüm ve aynı zamanda üzüntülerimi paylaştığım müziği.bakalım bu sefer nerelere götürecek beni ?

4 Haziran 2009 Perşembe

minimini böcük

bugün allaha inanasım geldi.şaka gibi di mi.ama çatı da yemek yerken kolum bi gıdıklandı,kaşındı birşeyler oldu.baktım baktım göremedim ne olduğunu.sonra dikkatli bakınca kolumdaki hergün yağmur yağan, sonra güzel kokulu beyaz köpükten oluşan karın birikip yağmurun yerini aldığı ve ardından gelen daha şiddetli yağmurla yenden eriyen karın bulunduğu tropik ormanları birer kıl yumağı olarak üzerinde bulunduran kolumda yemyeşil ama minimini minancık bişi gördüm.sonra dedim ki,ulan bunun 1 gözü olsa ,yürümek için 4 ayağı olsa,e bide yemek yemeli,yediğini atmalı falan.dedim bunu bir insan yapamaz.doğada olsa nasıl olmuş bu? bizi kim yaratmış,bize bu beyni vermiş ama bu hayvana neden vermemiş.en sonunda beni taa yukarlara götürdü.ulan dedim.nasıl yapmış ya ,helal olsun tek tek uraşmış falan,nasıl kurmuş bu düzeni bla bla blaa...sonra dedim ki; ..yaaa bi git..

öneriler

öneri 1) ben evlenip çoluk çocuğa karışmayım ailedeki kuzenlerimi çocuklarım gibi severim,onlarda beni kardeşleri gibi benimser ,uzun süre berabercene yaşarız ,hep gelip kapımı çalarlar,yaşlanınca da bana bakarlar
cevap 1 ) nahhhhh..sana niye baksınlar.adamların kendi ana babaları var.ayrıca neden böyle birşeyi istiyorsun ki.sana bakmalarını falan
öneri 1.a ) yaşlılığın getirdği gerçekçi göt korkusu

öneri 2 ) ben beni çok seven birine bir kağıt imzalayayım,tüm haklarımdan vazgeçtiği için o beni ötenazsin ben yaşlanınca
cevap 2)la bi siktir.

öneri 3 ) ben bu anamların gözlük işini şirket boyutuna taşıyayım,nasıl olsa iş hayatına hakimimim,econ dersinin de aldım.her bi bokunu biliyorum.dostlarla beraber çalışır semeresini yeriz.econcu var ,mühendis var,insan kaynakları uzmanı var,insan ilişkileri uzmanı var,var allahım var,ben de çay servisi yaparım
cevap 3 ) hayat o kadar kolay olsaydı,sen şu an hermafrodit bir canlı bile olabilirdin.

öneri 4 ) bir dalış okulu açayıp demre de bodrum da falan.herkes gelsin.mutlu mesut yaşayalım.
cevap 4 ) kendini boka batırdığın yetmedi insanları da mı bok çukuruna sokuyosun

öneri 5 ) ben müzisyen olcam,rock star olcam bi sürü para kazancam
cevap 5 ) çocuk sen hala akıllanmadın de mi

öneri 6 ) o zaman ben ispanyaya gidip esmer ama latin kadar esmer olmayan hatta beyaz tenli bir yahudiyle evleneyip,çocuğum istediği semavi dini seçsin.
cevap 6 ) o zaman yatağına şeytanı da çağar,belki ateist olcak çoçuk!

öneri 7 ) yakında.....

yeni evim

yenden çok heyecanlıyım,zaten hep genel olarak da çok heyecanlı bir insanım,hemen herşey biran önce olsun istiyorum.sanırım heyecanlının dışında seri kanlı ya da ona benzer sıcak ve kanın biraraya getirdiği başka bir sıfat var.ama bu dilin ana dilim olmadığı düşünülürse ,bu sıfatı yaklaşık 2 haftadır düşünüp hala bulamamış olmam yadırganmamalı.
burdaki düzenim bitti ve ben artık eve geldiğim ve evden çıktığım her anda içeriye şöyle garip ama mutlulukla bakıyorum.burası benim için köhne bir yerdi,zaten hayatında genelde lüksü ve konforu seven genel ve sıradan insan çerçevesine uyduğum için bu normal bir durum.şu an yeni yeni evler bakıyorum.ama ne evler,sanırım anne baba parası yemeye son vermek zorunda kalcağım zaman asla içinde oturamayacağım villalar,tripleksler,apartman değil saray daireleri:)
ha bi de selinlerin evi gibi bir ihtimal geldi aklıma bugun.çok güzel bir ev.içinde sanırım 3 küşü yaşayamayız gibi duruyor ve ben tek kalırsam da parasını nasıl öderim bilemedim açıkcası.ama gene de gözümü kapayıp içinde kendimi hayal etmem çok hoşuma gitti.o laminenet parkeler,saten boya çok güzel bir mutfak,temizlediğinde bile pis kalan halılarımın yerinde sadece tahtayı hissedebilceğim zemin,ama içini doldurup köpüklerle oynarken white russianımı içebilceğim bir küveti yok.onu da artık istanbul'a gittiğimde yaparım.bi keere çoook güzel manzaralı bir balkonu var.zaten duvar köşesindeki örümceği 3 saat izleyebilen ben için sanırım bu manzara beni bir gün kitler .yane ben o çerçeveden kar yağdığı zamanlarda baktığımı hatırlıyorum da ,diyorum ki hala o resim gözümün önüne gelebiliyorsa iyi olmalı :)
işte bakalım gene kafada planlar,planlar ve planlar.artık daha da yalnız kalabilmek istiyorum sanırsam evimin köşesinde tek başıma oturabilmek,salonun bir köşesine sıkıştırdığım o ptt öünnden alınmış eski usül tahta masanın üzerinde notlar,duvarda resimler ve anılar ve biraz da escher.
hayat hep güzel mi değil ama sanırım spontane yaşamı çok seven ben için böyle değişiklikler hemen modumu sims oyunundaki gibi +100 e çıkarıyor.düşünmek bile yeter.ama şimdiden kendimi biraz fazla kaptırdığımı hissettirdim ve genelde böyle olduğunda sonuç hep benim istediğimin tersine çıkıyor.bakalım görücez,yarın kirayı öğrencek selin benim için umarım uygun olur ..

3 Haziran 2009 Çarşamba

sanırım bir veda

Bu kapıyı çalmayalı çok uzun zaman olmuştu.en son ne zaman gelmiştim buraya hatırlamıyorum.Ben olarak 2 sene önce neredeyse ama büründüğüm başka kimlikle sanırım 4-5 ay önce.evet ondan önce de bu kapının önünde yine sahiplendiğim başka bir kimlikle bulunmuştum.şimdi konuşmaya çok ihtiyacım var.tüm o yaptıklarımızdan,ortak anılarımızdan konuşmak,tekrar gülebilmek,tekrar içip sarhoş olup yanında dertlerimden çekinmeden bahsetmek istiyorum.
işte bunun için bir kez daha kapının önündeyim.hala bu evdeki eşyaların yerini hatırlıyorum.yerdeki tüylü mor halı,mutfajkta setin karşısında duran su kaynatma makinesi ve karşısındaki lipton çay poşetleri.dolaptaki kaşar ve sucuk ;ve dolabın üstündeki yapıştırmalar.Ve işte orada sabahları çay içtiğim fincanlar..ya o salçalı sosis dilimlerine ne demeli? hani kahvaltıda cola ile beraber tükettiklerimiz.ama bilmiyorum herşey yerli yerinde mi? aynı sıcaklıkla mı karşılayacak bu cansız nesneler beni.Yoksa hayatlarımızda yaşadığımız değişiklikler onları da etkilemiş olabilir mi?Ben burdan gidiyorum.Ve biliyorum sen de gidiyorsun.
işte bu yüzden...işte bu yüzden son bir kez konuşmak son yemeğimi bu evlerdeki senle yemek,belki seninle bu mekanlarda son kez ağlamak istiyorum.hiç bir amaç gütmeden,kafamdaki en sade ama en yoğun duygularla karşında tanıdığın ben olarak ,benim tanıdığım senin karşında durmak istiyorum.Sanırım burda bitiyor .şu an bunları yazarken hissettiğim gibi, biz bu yaşam alanlarımızı terk ederken anıları da alıp götüremiyoruz.Bir daha buralara giremeyeceğimi düşünerek son bir bakış atıyorum.yere,tuvalete hala yerde duran bu eski halıya ..ve kesmeye yetiyor nefesimi.seni son bir kez mi görebileceğim gerçekten.o zaman seni ilk kez gördüğüm gibi olsun istiyorum herşey.gene o siyah bluzunu giy,gene şu an bende duran yuvarlak siyah kolyeni tak,ben gene malboro mentol içeyim gene bahçeliye gidelim olmaz mı :) herşey başladığı gibi bitsin ,başlangıcı tekrar yaşayıp burdaki son işlerimizi yapıp,aynılarını yenden yapmamak üzere terk edelim arkamızdakilere..
ama gene de konuşabilmek istiyorum senle hala,ama bu sefer içimde barındırdığım o çekinceleri yaşamak istemiyorum.sadece konuşabilmek istiyorum.ne de olsa tek yapmamız gereken sadece konuşmayı sürdürebilmek.işte bu yüzden çaldım kapını.son bir veda için