17 Nisan 2007 Salı

seçimler

ne kadar yanlış şeçimler yapmışım,yaptığım yanlış seçimler ne kadar güzel sonuçlar doğurmuş ama o güzel sonuçlar nasıl aldatıp da terk etmiş beni.keşke aklımda herşey bu kadar çabuk yer değiştirmeseydi,ayaklarım yere bassaydı,düşündüklerimi savunabilseydim ölenecene..bazı tercihlerde geç kalmışım,artık onları tercih etme şansım .o yüzden burda durup bakıyorum sadece,onlar yasarken ben onların adımlarını iziyorum çünkü geç kaldım.hep de geç kalacağım.geç kalmadığım bir an olursa sanırım onu da elde ettikten sonra o terk edecek beni.bana ait olmayan,benden olmayan her parça gidecek.ne kadar acı bu hisle yaşamak.hepinizin yüzüne bakarken,hepinizle eğlenirken ,birden gidiceğinizi düşünmek .bugünün gülüşleri geçmişimde kalıcak.onları tekrar görebilmek için düşünmem gerekecek,o anları tekrar yaşamam ise imkanısz.
eski "ben"in bütün parçaları dağılmış bir araya toplayam çünkü bazı parçalar için sadece bir yer var ama o parçalar birden fazla .seçmek istediğim bir parçayı tercih etsem diğerleri yokolacak..kaybetmek ,istemeden kaybetmek,gözgöre göre kaybetmek,o gidince arkasından bakmak ,kimi zaman ağlayabilirken kimi zaman mantığın öne çıkmasıyla ağlayamak hepsi birer acı..belki birileri benden sonra gider de onların gitmediğini zannedecek kadar saçma bi düşünce yine de beni mutlu eder

evim gibisi yok

herkes evini odasını özlüyor.kendisinden,yaşadıkalrından ,çevresinden kaçıp sığınıyor odasına ve evine.o mekanları bu kadar özel yapan kimisinin doğduğu yerin orası olması ya da o odadaki herşeyi kendi zevkine göre tasarlamış olması olmamamlı bu sadece bir güdü sanırsam.sonucta baskasının banyosunu tuvaletini mutfagını evimiz gibi kullanamıyoruz da bize ait olmayan ama kendi evimiz olan mekanı mı rahat kullanıyoruz.bile bile yok olacak bir düzeni oturtmak için bir sürü para harcıyoruz.daha önce kimlerin kullandığını bilmediğimiz lavaboları kullanıp,o duşlarda banyo yapıyoruz.burası benim evim mi .hayır burası benim evim değil.burası ev sahibimin evi.istediği an benm düzenimi bozabilir.istediği zaman gelip kontrol de eder sanırım..gelip huzur bulduğum yerde,uzanıp hayaller kurduğum yatakta kalabilmek para ödüyorum..bu paranın yüzlerce katını insanlar o ew kendilerin olsun diye ödüyor.yemek yemek için para,yediklerimizi cıkartmak için para,asfalta basarken para,çöpe para,okula para,eğitim öğretime para,içeçeğe para.herşeye para ve hepsi gelip geçiçi.tıpki hayat gibi.yerinde duran kesin sabit olan hiçbirşey yok.düşünceler bile

7 Nisan 2007 Cumartesi

yalnız yanlızlar yanlış yapar


yanlış tan yalnızlık tan ve yalnız mı yanlız mı neyse işte nefret ediyorum.hayır yanlış yapmaktan korktuğum ya da yalnız kalmayı sevmediğimden değil.sadece bu aptal kelimelerin nasıl yazıldığını yıllardır öğrenebilmiş değilim.hayır bu 20 senedir değişmedi işallah 10 sene sonra değişir de iş mülakatlarında yanlız şirkete gelmişim siz benim taleplerimi karşılayamazsınız tarzında sahte bir göz dağı falan vermeye karkarsam gaza gelip adamlar da bana biz yanlız değiliz henüz alman ortağımızla yeni bir şirket evliliği fln yaptık diye dalga geçmesinler.durumum o kadar içler acısı ki şimdiye kadar sanırım bu blogda hiç yalnız ,yanlış ya da yanlız yazmamaışımdır mesela fakat derim ,tek başıma derim ama o 6 harflik karmaşaya girmem.niye giriyim zaten dil bilgim zayıf.de yi de sevmem ben bi ayrı yazılır bi bitişik yazılır .ki de öyle mesela .uff calcilus calıscam ben ama o da galiba calculus :) iyi ki yazarak günlük hayatta iletişim kurmuyoruz.üni öğrencisiyim şu halime bak ..konusmanın gözünü seviyim ..4 harfim hala eksik ama olsun :)
evet bu arada bebiş çok şirin :) ne kar sinirlendim işte onun o kadar sinirlendim bu duruma
hepiniz kendinizi bu mükemmel bulduğunuz için mi beni yargılayıp,kendi kendinize tavır alıp tavsan ve dağ muhabbetine giriyorsunuz yoksa içten içe aslında tahmin ettiğiniz kadar güçlü olmadığınızı bildiğinizden dolayı mı yüzüme gülüp ,tek başınıza kaldığınızda sürekli düşünüyorsunuz.Hiçbiriniz mükemmel olmadığı gibi ben de mükemmel değilim.o yüzden bize bir tavsiye : çevremizde olan bitenin kritiğini yapmak yerine herşeyi olduğu gibi kabullenelim ,baktık hala rahatsızlık veriyor o zaman tavır alalım ama aldıgınız tavırdan insanları haberdar edelim onları kırmadan ,rahatsız etmeden.ha siz haberdar etmeye calısıosunuz onlar anlamıyorsa bırakın kendi hallerine ,anlayıp anlamamzlıktan geliyorlardır.sevmeseler bile 1 i 2yi kaybetmek istemeyecek durumda olabilirler.keşke kendimizin bile yapamadığı şeylerden dolayı baskalarını yargılamasak.bizim hata yaptığımız gibi ,onlar da hata yapabilir.ama nerde o ululuk değil mi.biz hep kulp takalım sağa sola ,belki o kulplarla yeni kapılar açarız
karar veremediğim bi nokta var. bu konu o kadar büyük ki,uzun zamandır kafamı mesgul ediyor ve bu kadar süredir benimle olduğu için alıştım ona.evet ya da hayır diye basitçe verirecek cevapları, çok ilerisini ve çok geriyi bağlayan nedenleri barındırıyor içinde.artık rahatsız etmiyor sadece düşündürüyor ve engelliyor.keşke bu kadar düşünmeseydim.kimileri gibi olabilseydim.sana ne 1 hafta ya da 1 yıl öncesinden ,sonrasından.Ama bugün daha bir olgunlaştı sanki içimde aradığım neden .sanırım istediklerim ve yapmadıklarımla yetineceğim herşey böyle güzel ve beni tatmin etmeye yeter.başka konulara odaklanıp bu kadar riskli kararlar almamalıyım ya da kararlarıma bu kadar anlam yüklememeyi öğrenmeliyim
2 gündür inanılmaz rüyalar görüyorum.böyle aptalca sırıtarak uyanıyorum sonra yeniden uyumak istiyorum ve uyuyorum da.sırf rüyam devam etsin diye geçen gün 14 saat fln uyumusum.bi de uyku kendini yenileyince ve sınav stresi üstüne binince uyan uyanabilirsen.Bugün de evde canım sıkıldı ,zaten sınav stresi de gene dananmıs bari uyuyim dedim.Aman allahım ne güzel rüyalar ,ne ilginç konular öyle.Bir kere asla olamayacağını bildiğim şeyleri rüyalarımda yaşamak çok zevkli, onları gördükten sonra uyanasım gelmiyor ve bir de baz rüyalar var ki gerçekten benim bulduğum kadar eğlenceli mi yoksa benim rüyalarım olduğu için mi bu kadar beğendim bilmiyorum hani herkese kendi yaptığı yemek güzel gelirmiş ya öyle birşey işte.Ah keşke bir de yanımda kağıt kalem tutsam da arada uyanıp ohaa ne rüyaymış be diyip yenden sızmadan önce onları not etsem,çünkü çoğunun ya başı ya sonu eksik oluyor maalesef. bugün işte arka arkaya birbirinden bağımsız 5 -6 rüya gördüm ama olay bende bitiyormus.her rüyadan sonra uyandım ve biraz daha göreyim diye birşeyler düşünmeye başladım.düşündüklerim olmasa bile düşünmekten zevk alacağım şeyler görüyorum hep.Eğer bu iş bu kadar zevkli olmaya devam ederse 3 senedir yapmak istewyip de yapamadığım kucid dreaming olayına da gireceğim işallah.haa bunu zararları yok mu var olmaz mı.mesela bgn 1 saat kestireyim derken 3 saat uyumuşum.üstüne de kahveye abanınca şu saatte hala uyuyamadım ki bu sınav öncesi emre kanunlarına ters.bnm 5 de uyyıp sınav saatine kadar uyananmam gerekiyordu.nasıl olduysa bu iş.bugün çok ilginçti galiba bugün mutluydum ya size de anlatacak bir fıkram var .ben sevdim bugün yasadığım herşeyi

2 Nisan 2007 Pazartesi

Big Fish

Big fish

Big fish bugün seyrettiğim bir başka film ama haftasonu film seansları içinde en çok etkilendiklerimden.Tim burton'dan ilk filmim ama sanırım devamı gelecek .Haftasonu
olmasından mı, benim evde oturup düşünmemden mi yoksa o andaki atmosferden mi bilmem sürekli kafama
farklı farklı şeyler getirdi.Film, babası ile ilişkisi oldukça bozuk olan bir çoçuğun babasının son günlerinde
onunla olan hesaplaşmasını anlatıyor.Aslında çok daha fazlası denilebilir ama izlemeyenleriniz için ağzımdan
birşeyler kaçırmak istemedim.Olay şu ki benim ailemin geçmişi hakkında neredeyse hiçbir fikrim yok, annemin
zaten çok hareketli bir hayatı olmamış gibi ama zamanın büyük insanlarının özel hekimlerini, dönemim tiyatro
sanatçılarını tanıyan, günümüz düşünürlerinin gençliğini bilen, ilginç ve zor bir hayat yasıyan hatta asla tahmin
edemeyeceğim ülkelere gitmiş bir babam var.Ama bunların hepsi hep satır aralarından çıkartılmış bilgiler.
Asla sormadım o da söylemedi. Bugünki filmden sonra bazı kararlar aldım. Şöyle geçmişime dönüp baktığımda
bana bazı anılar hatırlatacak o kadar az resmim var ki, olanların da çoğunda tek başımayım ya da tanımadığım
insanlarla.Annemle, babamla ne kadar az fotoğrafım var hatta kendi çocukluğumun ne kadar az tanığı var.
Onlar bir zaman gidecekler, sanırım benden önce hatta. Peki nasıl hatırlıyacağım,hiç mi onların yüzüne
dokunmak istemiycem, çok da az görmüş olsam bile onların o gülen yüzlerini özlemeyecekmiyim .
Kaç taneniz benim henüz doğmamış olan çoçuklarım hakkında ne kadar ve neler düşündüğümü biliyor emin
değilim ama olayların bundan sonraki kısmını değiştirmeye karar verdim. Bundan sonra asla ve asla günlük
formatında olmayan bir günlük tutacağım, bu yazdığım bloglar da olmayacak.Bir kere hala ön yargılıarım var,
hiçbiriniz (genellemenin alasını yaptım ama sen anladın onu ) benim düşündüklerimi anlayamazsınız ,
hatta çok güzel yargılarsınız. Sizin yargılamanız umrumda değil sonra gidip gerekli gereksiz bir sürü kulaktan
dolma lafla bakmışım herkes bana düşman olmuş.Ama benim yetiştirdiğim insanların böyle olmayacağını
umut ediyorum.O yüzden onlar benim yazdıklarıma hazır olacaklar.Siz okuyamayacaksınız.Hatta belki
benim haberim yokken onları arayacaksınız ahlaksızca odamda ama bulamayacaksınız.Sadece onlar
okuyacak.isimlerini de yazardım ama olmaz :) benim attığım ve hayatımda yeni olan her adımı tarihiyle
bilecekler.tanıştığım ve dost olduğum ve arkadaş olduğum insanların detaylı incelemelerini yapacağım.
Benim için anlamı, neden sevmediğimi, neden sevdiğimi, takıntılarımı, saplantılarımı herşeyimi yazacağım.
Fotoğraflar olacak.Açıp baktıklarında belki yanlarında onlarla beraber olamayacak olan benim resimlerimi
görecekler."Bak burda sakalını kesmiş","ay kısa saç çok daha fazla yakışmış" ama "saçını neden kestirmemiş
onca sene".."aa bu yüzden" bunların hepsini bilecekler.Şimdiki odamın dağınık düzensiz halinden ,toplu haline ;
Ankara'daki evimin fotoğraflarından ,evimin açık adresine , net bir şekilde tarif edilmiş konumuna kadar herşey
olacak çünkü yıllar sonra gelip belki buraya bir göz atmak isterler .
En sevdiğim kaybettiklerim..En çok sevdiklerim..En beğenerek dinlediklerim..Neden bu kadar çok sevdiğim..
Hayallerim, ümitlerim ,beklentilerim.Gerçekleştirebildiklerim ,asla gerçekleştiremeyeceklerim.ve S(en)izler..

Gerçeklik, dürüstlük ve saflık

Asla hayallerimdeki kadar güzel olamayacak gerçeklik
Asla hayallerimin yerini tutamayacak gerçeklik
Asla umduğum kadar saf olamayacak dürüstlük
Asla olması gerektiği kadar dürüst olamayacak saflık

İmalı sözleriniz,
Karşılık bekleyen davranışlarınız
Kendinizce değerlendirdiğiniz gerçekleriniz
Karşılık almadan takınmayacağınız tavırlarınız

Hepsi sizin olsun

Sizi yenilmeye mahkum edecek o ego içinizde
Sizi yok olmaya mahkum edecek kendini bilmişlik sizinle
Sizin bile olsa, sizin kabul edemeyeceğiniz takıntılarınız
Sizin anlayamayacağınız bu dünyada etrafınızda dönüyor

Anlayamayacaksınız
Bazı şeyler ,en azından birşeyler karşılıksız
Ben bile anlayamıyorum nasıl farkına vardığımı
Ama siz asla fark edemiyeceksiniz anlamanız gerekenleri

Suratınıza kusuyorum şimdi
Tüm nefretimle

Etrafımda gördüğüm her karalığın sebebi sandığım nefretim
Etrafımdaki her kırmızılığın sebebi bildiğim kinim
Çepeçevre sarsın sizi
Boğulun yok olun , çekin gidin etrafımdan

Sizin asla anlayamayacağınız,
Asla yorumlayamayacağınız bazı şeyler var
Karşılıksız,amaçsız,plansız
Ve rotasız dönen bir hayat

Sinsice yaklaşmayın birbirinize ,siz sinsileştikçe etrafınızda sinsileşiyor,oysa sadece sizin sinsi olmanız yeterli hatta gereksiz.
Neden bir nedeni olmadan bir davranış sergiliyemiyorsunuz.Kazdığınız kuyulara düşmekten,attığınız iftiralara uğramaktan
Sizin attığınız bakışların altında kalmaktan,herşeyinizi kaybetmekten,hiçbirşeysiz bir hiç olmaktan korkmuyormusunuz..