26 Mart 2007 Pazartesi

a pleasant shade of gray

kıpır kıpır edio bu şarkı beni..fates warning pink floyd un bıraktığı yerden gidio gibi bişi..yıllardır warlar ama ben en çok bu albümlerini sewiorum..eski dream theater klawyecisi kewvin moore da orda..bu kaadr sakin başlayıp bu kadar hareketli giden bu kadar duygusal we bi o kadar da etkileyici..güç verio bana şarkı sözlerinden bahsettmicem ama bu konsept albümümsü..50 dakka tek bi şarkı
farklı farklı partları war adamlar durmadan calıo konserded eöle..hele şseyirci kevin kevin die baırıncao da yeahh demio mu..o anda yüzünde ki gülümsemeyi görmek isterdim..vokaldeki o ses keşke benden cıksaydı..o notaları ben yaratabilseydim ama olsun onları dinlemek de gayet zewkli :) düşündürüo beni..tek bi enstrüman tek bi nota calıo ama etkileyici ya böllee işte şu an progressive dinliorm hani bi şarkınını 15 er dakka olduu her enstrüman ın dakklarca solo attıığı..öle ki vokaller bile solo atabilio :) konsept albümler war çok ilgi cekici progressive gruplardan..bi adamın bir günün e anlatan ,bi imparatorluu anlatan ,bi çöküşü yansıtan..film senaryosu şarkı sözü olmuş kulaıınıza girio,müzik olmuş içinizi titretio :) dream theater war a scene from memory queensryche war fates warning war pink floyd war the wall en meshurudur fln filan işte :)

mutluyum anlamsız mutluluk ama

Durmak istiyorum,bir yerlerden o gerçekliği yakalamak ,bu sefer de ,hatta bir defacık bile olsa o gerçekliğin içinde kaybolmak istiyorum ama gerçekler o kadar sıkıcı ki çekmiyor beni kendine..aklımda binbir şey var yine.hani sölicektin ne oldu..söyleyemedin işte ..hep öle kalırsın ..ama en güzel kısmı hayal kurmak o adar çok sey war ki yapacak ve bnm gene her zmn ki gibi yapacak waktm yok neden yok bilmiorm ama hayal kurmak cok zewkli..dün gece ni
ye uyuyamadım
6 da girdi gözüme uyku
her su içenle uyandım baktım izledim ama n tanbrım noluo artık uykularım da gitti...ha bi de su film war uff o kadar sacma we depresifti ki ama gene de etkiledi beni..o yzdn direk yazıorm bakmadan yayınlıcam ..kimsede bu ne demesin..aklıma her geleni yazıorm kenidim için yazıorm kurduum hayalleirin gerçek olması için yazıorum dönüp cesaret alayım die yazıorm.saatlerce konusmam lzm ama saatler bana yetmio.ki me konuscam ewewt haklısın sana konusurum o na konusurum bulurum birini kendi kendime konusurum ufff..hayal kurarım allahım ne kadar da zewkli gidip kosasım war ama niye bilmiorm..avuç içim terledi ama niye terledi ewewt ewewt ben bi garibim ..biraz içsem ..dünden sonra biraz daha mı içsem ama ya sınaw kuiz fln fff işte bak bi sürü iş var bi sürü..ben öbür dünyadan izlenimler almaya gidorm ne zmn dönerim bilmem keşke hep böle olsam şimdi ki gülsem ama o zmn beni anlayamazsınız ki olsun anlamayın yaww ben gittim siz beni anlamasınız ben hala yazmak karalamak kafamdakileri gerçekleştirmek istiorm..hendrix e demişler siz dünyanın en iyi gitaristi kabul ediliosunz..o da : 23 saat calısıorm günde, benden daha cok çalısan olmıcaaana göre en iyi herhal benimdir.. :) bana yetmio uyumaam da lazm işte öle ..koşusturmacam başlıo gerçek olmayan balıklarla yüzücem,alerji yapan kedileri sevcem.mercanlara dokuncam..terlicem..her şeyi denicem ..cok para gerekmez benm gibi olan akadaslarım war onlarla bir olcam işallah hepsini yapcam ..işallah ...

20 Mart 2007 Salı

Gerçek olası bir rüya


Bu sabah bir rüya gördüm ve uzun zamandır bi rüyanın ardından bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.Hatta rüya gördüğümü hatırlardım da ,ne gördüğümü hatırlamazdım :) işte şimdi o rüyayı aktarcam size ,herkese anlatasım geldi.Bu arada ben rüya yı yeşim e anlattım msn de..çünkü o da rüyama dahil..dileği gerçek oldu :) o yzdn herbir satır yeşim e msn de attığım bir mesaj ...cümlelerde geçen "sen"ler de yeşim oluyor tabii haliyle...yeşim kim mi ? yeşim bnm taa ilk okuldan şirincenek şirin hep gülen bence çok özgür ruhlu ve benden daha az korkusuz bir dost,o bilmiyor ama benim yapmaya cesaret edemediğim birçok şeyi yaptı ,bence tam bir azim insanı..Şu an da ingiltere ve ben kendisini beğenerek ve severek takip etmeye çalışıyorum ..ha o bir de i.ü. dağcılık klubü fahri üyesi :)
işte rüyam....


dün gece çoook hoşuma giden bi rüya gördüm bak şimdi
şimdi ben odtü den we lisemden bi grupla dağa tırmanış yapıorm ama cok souk we cok yorucu bi tırmanış...
aynı aandada şu bildiğimiz formula 1 şöförleri altlarında dağ bisikletleriyle yeni bir yarış yapıolar
yani bnm hayatımdanher parça rüyamda var
sonra biz zirveye waramıorz ve grup ayrılılo
gruptan zirveye cıkmaya kararlı olan bi tek ben warım
ben uraşıorm fln zirveye cıkıorm
obaa zirve fln diye aşaı ya bakıp bi taraftan da benle gelmeyen arkadaşlarıma bakıorm
sonra zirvedeyken bi karar alıom
hiç malzemem yok ama ben 1 hafta o souk içinde
ekipmansız yiyeceksiz fln olarak doğa kampına giriorum
susuz içeçeksiz
bi kitabım war cantam da 1 paket de sigara :9
sonra hadi bakalım şimdi herkesten uzak şu 1 haftalık kampım için yer araım die gezinirken bi tepenin üstünden sen bana el sallıosun
we ben senin o anda orda olduunu bilmiodum
emreeee fln die baırıosun
nbr napıosun diosun ama biz tepeden tepeye konusuorz
ben işte o anda başarmanın zewkiyle keyif sigara mı içerken
diorum ki
şimdi bi zirwe yaptım
birazdan da tek işilik kamp kurcam 1 haftalık diorm sen de ben de
su anda aynı kamptan dönüorm çok eglenceli diosun
sonra konusmak için ben yanına geliorm sen bana şöle yap böle yap derken ben uyanıorm ama nası mutlu oldum
bitti :)

18 Mart 2007 Pazar

gup gup grup

Geçenlerde çekirdek kadromuzla son kez stüdyoya gittik artık klawye ,vokal ve 2. gitarla gidiyoruz ooleyy.. .Umarım çekirdek kadromuzla son kez gideriz çünkü artık bir şekilde gelişmemiz lazım ve
1 gitar,bas ve baterinin vokalsiz uyumsuzluğunu duymaktan sıkıldık. Bütün hafta o kadar sıkımışız ki stüdyoya sanki çalmak için değil de eglenmek için gitmişiz.
Herbirimiz şarkılarda şeberdi,çalışdığımız şarkıları güzel çalamayınca,stüdyoyada aklımıza gelen şarkıları çaldık ve giriş kısmı için gayett başarılıydık :) artık çalışmadan gitcez :) Ama hiçbirimiz hatasız değildi ,hatta en kötü stüdyolarımızdan birini gerçekleştirdik .Ciddiyetsizlikten uzak olduğumuz ve 2 saat o irenç odada tıkalı kaldığımız için bezmiştik.Bende kendi kendime gene en çok hatayı ben yaptım ,ufff nolacak bu iş diye düşünüyordum ,hatta çalarken kendi kendime kızıyordum ritm kaçırınca falan.Ordan çıkınca rembetikoya gittik.İradesini test eden arkadaşımız bize dayanamadı ve bira orucunu bozdu,o orucu bozarda biz limiti arttırmazmıyız :) Çebimizdeki yol parası dahil bütün para bitene kadar içtik çok da eğlendik..

Gerçekten o anda hiçbirşeyin eksikliğini hissetmedim.Ne istanbul'dan ne de Ankara'dan keşke yanımda şu da olsaydı dediğim bir insan yoktu :) kızmayın hemen ama ..Gercekten grup olduk,herkes birşeyler anlattı ,hatta hiç konuşmayanlarımız bile dert yandı.Orada oturup kiritikler yapmak,akıl danışmak ,tamam biraz alkolün etkisiyle gelecek planları yapmak o kadar tatlıydı ki ,ben içinde bulunduğumuz o tatlı uyuşukluktan hiç çıkmak istemedim ..Eee alkol girer de itiraflar gelmez mi : Meğer stüdyoda en çok hata yaptığını zanneden ben değilmişim,herkes kendisi yanlış çaldığı için diğerlerinin yanlış çaldığını düşünüyormuş ve meğer herkes içten içe "ya bizimkiler ne kadar iyi çalıyor" diyormuş da kendisini küçümsüyormuş bir tek.Ben övgüler aldım kabullenmedim,deniz 'i övdük hayır siz benden daha iyisiniz dedi.Metin zaten benim burda ne işim var bunlar benden daha yetenekli diye saçma bir düşünceye takılmış onu ikna etmeye çalıştık.Yahu biz ne mütevazi adamlarmışız ve ne kadar umursamazmışız.Artık her stüdyodan sonra yeni kadromuzla içiçez ,sizler de davetlisiniz :)

11 Mart 2007 Pazar

öfke harbi

evet gördüler kızgın beni gördüler su anda saat 06:48 evet sabah 06:48 ve mart ayının 11 i.Bütün gece boyunca onlarla beraberdim. Saat 10 da oyun oynamaya başladık ve yaklaşık 30 dakika önce oyun bitti gayet de eğlenceliydi.önce pokerle başlayan oyun sonra batakla devam etti.oyun bittiğinde sadece odamda tek başıma kalmak istiyodum. Gayet güzellikle diğer odada yatmasını rica ettim ve kabul etti.Sonra ben tuvalete gittiğimde işler değişti nedense kendini odama kitledi.Ben burda yatcam dedi..öylece bekledim.odamdan bilgisayarımdan uzak olmayı kabul etmiştim.Eğer güzellikler
rica etse belki de diğer odada ben yatardım.Sorun değil zaten dün gece salonda yatmıştım,tek kişilik koltukta uyumuştum ve her yerim ağrıyordu,doğru hatırlıyorsam geçen gece de salonda yatmıştım.Evet odamın rahatını(yatağımda yatıp şu anda abidik gubidik düşünenelr ! düşünmeyin wilcommen sie zu meinem bett) ,istanbul da bile aradığım çift kişlik yatak konforunu özledim.çift kişilik yatağımı kimseyle paylaşmam.demiştim,rica etmiştim..önce kitledi odayı , sonra balkondan girmeye çalıştım balkonu da kitledi.sonra bagetleri kapı aralığından fırlattı.Ne anlamı var kapı aralığından baget fırlatmanın ? belki saçma bi açıklama ama ben bagetlerime ve bana özel olan eşyalarıma kimsenin dokunmasını istemem.bugüne kadar size laf etmediysem bilin ki size değer verdiğimden.Ama şu anda çok rahatsız oldum.kapı aralığından fırlayan bagetler ,kendi odama benim dünyama ,geceleri saatlerce hayal kurduğum yere giremiyordum.Orası diğer birkaç parça gibi benim hayata tutumma yerim,bana daha cok saygı göstermelisiniz kısaca.kendi in'ime girebilmeyim izin istemeden.sonuç ne oldu.Ben bi sinir krizi geçirdim ! önce o herkesin bilgisayar dediği telefonu fırlattım sanırım şu anda bozuk ya da kırık.Çünkü kapımdan seken telefon çama carptı.Sonra kapımı kırdım..kapı açıldı ,odama girdim ve dışarı kovdum,hem de hakaret ederek..istermiydim ? istemezdim. pişmanmıyım değilim.Üzgün müyüm evet üzgünüm.çünkü yapmak istemezdim ama öyle oldu işte su an odamdayım ve burda olmak beni rahatlatıyor.Beni tanımaya calışanlar ya da tanıdığını zannedip aslında tanımayanlar benim bu sinir patlamalarımı çok iyi bilirler.Ama herkes kaldıramaz bunu.2 yıılık hayat arkadaşımı bu yüzden kaybettim ,kontrol edemediğim anlık sinir patlamalarımın yüzünden.Ama onun hayatımdan tamamen çıkması bana bu kötü yünle yaşamayı öğretmişti.Artık sinir patlamasını yerine ağlıyordum.En çok kimin yanında ağladım.Hala ona ne kadar değer verdiğimi bilmeyen başka bir insanı yanında ama o kaldıramadı sanırım küçümsedi beni..Burak ve şafak kaldırdı,ibrahim'i nerdeyse dövecektim ki haksızdım,sonra özür dilemeye gittim ve işte aradığım cevabı buldum : abi sen böyle bir adamsın ,ben senin o kötü yanını biliyorum kafanı takma.Şimdi ben bu insanları nasıl diğerlerinden üstün tutmayacağım ? başa bir konuya girer gibi oldum dönüyorum geri
.Neyse umarım bir sorun yaşamayız da kaldığımız yerden devam ederiz.Şu anda yatağımda yaziyorum.Sakinim elim ayağım titremiyor.Telefonuma da baktım kalem yamulmuş sadece.Ama telefonun kalemini de elimle düzelttim içinde çelikbir tel varmış meğer..
işte benim anlık öfke krizlerrim,ama arkasından gelen üzüntüyle kısa sürede sakinleşiyorum..Beni tanımayanlara not: bir kedi olduğumu iddia eden onca insana ,ben aslında bir çoğunuzdan daha asabiyim açaba doktoramı gitsem ? ilaç milaç ?

8 Mart 2007 Perşembe

Kulağımda bir ses, ağzımda bir tat olarak kalanlara



Nasıl işler bu hale geldi hiç anlamadım. Bazı konular nasıl da kontrolümüz dışında gelişiyormuş. Bir anlık sinir sebebiyle ve tüm o iletişim imkânlarını kullanmayışımızın sonucunda artık yok(um)sunuz. Tüm geçmişimiz ve güzel anılarımız nasıl da yok oldu. Sizi bilmiyorum ama ben üzgünüm. Geçe ter içinde uyanıyorum, çoğu sabah güne kötü başlıyorum gördüğüm rüyalardan dolayı ve bunun tek sebebi gene bizleriz. Tüm geçmiş yok oldu, tüm o anılar, yüzümüzde tebessüm oluşturan tatlı resimler yok artık. Sadece hatırladıklarımız var. Eskiden hatırlayarak gülerken, sizi bilerek, size güvenerek yaşarken; bir aralar sizi hatırlamak istemedim. Hatırlasaydım acım büyüyecekti. Yetemeyecektim kendime. Önce kendime yetmeyi öğrenmeliydim. Kızacaktım sürekli sizin sesinizi duyduğumda. Kızmak zorundaydım da. Yoksa yokluğunuzun acısı daha derinlere inecekti. Artık kızamıyorum, yolda yürürken bir bankamatik, bir gazete, bir dergi, bir barda sizi andıran bir yüz, bilgisayarımdan silemediğim fotoğraflarınız hep sizi hatırlatıyor. Müzik dinleyemiyorum. Her şarkı ama her şarkı beni size götürüyor. Belki de gitmek istediğim için size. Artık size ulaşmanın tek yolu onlar.

Ama ulaşamıyorum. Cümlelerim kopuk olacak aradığımda, sesinizde bendeki heyecan olmayacak hatta belki telefonu mu bile açmayacaksınız. Mail atsam yargılanacağım, anlaşılamayacağım çünkü anlamadınız beni. Anlasaydınız hatta dinleseydiniz böyle olmazdı. Dinleyenleriniz olmadı mı? Bir taneniz dinledi sadece biriniz, o da ne yaptıysa haklıydı ama o da anlayamadı tam olarak, benim zamanında beslediğim korkular onun oldu. Tüm uğraşlarıma rağmen kulak asmadı bana çünkü benim düştüğüm duruma düşmekten korktu, umarım düşmemiştir. Düştüğünden eminim ama yıpranmamasını ummaktan başka çare yok. Sadece haberlerini duyabiliyorum buradan.Peki, neyin üzerimize kurmuşuz biz her şeyimizi?

Hani önemli olan bir araya geldiğimizde kaldığımız yerden devam etmekti. Evet, edebilirdik ama etmek istemediniz. Ben konuşmaya, göz bebeklerinizin içine bakmaya çalıştıkça siz kaçırdınız gözlerinizi. Ben size anlatırken yaşadıklarımı bıraktığım yerden siz bana anlatamadınız. Ben duydum sesinizi ama siz başkalarına bakarak anlattınız. Niye bakamıyordunuz bilmem, haksız olduğunuzu düşündüğünüzden mi yoksa suratımı görmek bile istemediğinizden mi? Cevabı siz bile bilmiyorsunuz. Peki, niye dinlemediniz beni. Bir de benden dinleseydiniz tüm o olan biteni. Her birimiz diğerimizi el üstünde tutuyorduk, haksız olduğumuzu bilmemize rağmen savunmuştuk birbirimizi. Ama konu bizlerin arasında olunca hislerinizle hareket ettiniz. Yaptığınız hatayla tüm üstünlüğünüzü kaybettiniz. Ben nasıl vazgeçtiysem siz de vazgeçtiniz. Artık hepimiz en aşağıdayız, en çok hak ettiğimiz yerde.

Hani ben asla gitmemeliydim ne olursa olsun yanında olmalıydım, senin sen gibi bir tek anlayan ben vardım ve daha neler neler… Bunlar anlık hislerle söylenmiş sözler değildi, bildiğin(m) gibi bunlar gerçekti. Gerçek dostluktu silinip atılmaması gereken. Destek olmuştuk birbirimize, hiçbir konuda fikir ayrılılığı yaşamamıştık. Eğer inkâr edersen yanılırsın. Ama gurur her şeyin önüne geçti. Kaybedileceklerin arasından bir seçim yapıldı ve kısa bir anın mutluluğu, upuzun bir geçmişe kesildi. İkimizde hak ettik bunu, eğer yanılmıyorsam, eğer değişmediysek, bir şeyler eksik ve bu eksik taraflarca hissediliyor. Dönüş çok zor, yılların geçmesi lazım gibime geliyor. Hatta unutulmadan yıllar geçse bile bir sonuç geçmez elimize.

Bizlerin değişmesi lazım, önyargılarımızdan kurtulmalıyız. Eleştirildiğimizde sinirlenmemeli, açıkça konuşabilmeli, çekip gitmemeli, inanmalıyız. Kaçınız benim kadar düşünüyor? En fazla iki. Keşke yanılsam. Sanırım burada olmaktan kaynaklanıyor bu kadar düşün
mem, bu kadar kafa yormam, sürekli kendimle hesaplaşmaya çalışmam. Ama siz birbirinizle eğlenirken, muhtemelen bıraktığınızı bulurken ben her şeyin bu kadar değişmiş olmasından korkuyorum. Tutunamıyorum. Tutunduğunu zannetmek önemli değil bilinçaltı devreye girdiğinde salt gerçekle yüzleşiyorum. Size göre yüzsüzlük yapıyor olabilirim ama olan biten her şey yanlış, ama hata yapan belli değil. Kendi sorumluluktan kurtulmak için başkalarını suçlamak ne kadar kolay. Yüzleşmekten kaçınmak ne kadar sık tercih edilen bir şey.

Hepinizi çok özledim

Beyond he horizon of the place we lived when we were young
In a world og magnets and miracles,
Our thoughts strayed constandly and without boundary

Somewhere like a scene from a memory
There’s a picture worth a thousand words

TSOD


Hep dostlarla bir hesaplaşma içine giriyorsunuz..İnsanları olduğu gibi değil ,sizin onları görmek istediğiniz gibi görüyorsunuz.Sonra yapamayacakları şeyleri yapmalarını bekliyorsunuz.Siz üzülünce üzülmelerini ,siz zıplayınca zıplamalarını ,her an orda olmalarını istiyorsunuz.Dost sizin gölgeniz değil ki..Onun kendi zevkleri tercihleri yok mu ?Seni etkileyen heyecanlandıran ,mutlu eden bir olayın onda yarattığı etki o kadar da büyük olmamalı belki de ..Belki senin için orada bulunması ya da kendi isteğiyle geldiyse bile,o senin mutlu anını senle paylaşması yetmez mi ? Dostlar ama hep dostlardır..En sevdiğimiZ insanlardır ama en çok onları yargılarız ..Onlara kıyak geçmeyiz..Hiçbir şekilde önemssenmeyen insanların düşünceleri bizi yormaz da dostun bir eleştirisine takılıp kalırız.Böylece sokakdaki adam torpillenir.Niye? Seni eleştiriyor,sana yanlışını söylüyor daha ne istiyorsun .arkandan vursa daha mı iyi dostun ? Bir de klasik tutum vardır : En yakın olduğun dostlarında kazık yediğinde diğer insanlara tavır alınır.Kimseye dert anlatırmaz ,kendi kabuğuna cekilinir.Sonra eski dostlar özlenir ,o kırgınlık hayatına yansır.Ben bir daha dost istemiyorum diye tavır takınılır ..Kimse beni şemşettin kadar anlamıyor dersin..Sen kimseye ona yakın olmak istediğin kadar yakın olmaya çalıştın mı ? bu ne şemsettinin suçu ne de diğer insanların.bir dost olarak kabul edemediğin insanlardan vazgeçmiyeceksin..Bir kere sorun yaşadın mı devam edeceksin.hep arayacaksın.Çok şey beklemeyeceksin çok güvenmeyeceksin.Cok güvenilmeyeceksin ki ne sen ne sana dost diyen üzülsün..Bir sürü dostun olacak..Bira dostun bile olacak..Onunla sadece bira içeceksin ,alkol geyiği yapacaksın ama bu insan arkadasın olmıyacak dostun olacak..O insanı kendi sınırları içerisinde değerlendireceksin.Arkadaş mı kim ? arkadaş ders aranda kantinde denk gelip oturduğun insan olacak..Otobüste giderken konustuştuğun kişi olacak..Eğer sen derdini açmadığın ya da üzüntünde onu paylaşmadığın insanlara dost diye bakmıyorsan yanılıyorsun..Boş zamanlarında düzenli olarak vakit geçirdiğin insan dostundur..canın sıkıldıığında yanında zevk aldığın insan dostundur..Senle hiç yakın olmasa bile senin için iyilik yapmaya çalışan insan seni sevendir o insan dostun olmalıdır..Eğer böyle değilse ,dostluğun tanımı değişmeli..Bunlar saçma mı geldi ? Niye ? Çünkü ben söyledim de ondan..Bunları bir sosyolog ya da hede böde uzmanı söylese durup düşünürdün ama değil mi acaba adam haklı mı diye..Not : bu yazıyı daha geliştircem editlicem..tez imin konusu yapcam

7 Mart 2007 Çarşamba

Hayalin bir ucu ...,hayalcinin iki ucu...


Herkes hayal kurar diye konuşmuştuk en son,gayet normal karşılamıştık hayal kurmamızı.Ama ben hayal dünyamın bu kadar geniş olduğunu bilmiyordum.Aslnda genişlikle de alakası yok pek.Şimdi imkansız şeyleri hayal etsem,onları düşlesem ,evet istediğim kadar düşünebilirim.Ya da yeni birşeyler yaratacaksam hayal kurmakta sınır olmamamlı.Ama konu eğer gerçek dünyayla ilgili hayallere geliyorsa işte o zaman dikkat etmem gerektiğini anladım.Sabahın 6sında kalkıp bir saat bıyunca yatakta hayal kuruyorsam,üstelik bunlar geleceğim hayalleriyse ve çooook yükseklerden geçiyorsa,ya da ne bilim hiç bağlantısı olmayan iki öğeyi bir araya getirmeyi başarıyorsam- ki başardım ve noluyo ya dedim - sanırım biraz gerçek dünyaya dönmeliyim.Sanırım beni de bazen bu kadar umarsamaz,bazen bu kadar ümitsiz yapan yine hayallerim.Onlarla o kadar mutlu oluyorum ki ,şu anımı umursamıyorum bile.Ama bir de özgüvenimin eseri hayayllerim yaşanan gerçekle tanjant noktası kadar bile münasebete giremiyince ,işte o zaman odamda oturup tavandaki örümcek ağını izleyerek falan zaman geçiriyorum..Keşke asla olmıyacak dediğim düşler gerçek olsa da ,ben yanılsam ...