11 Ağustos 2008 Pazartesi

bilinmeyenler

nası yapmalı bilmiyorum ama bir yerlerden başlamalı.
nereye koymalı,kimden kaçırmalıyım
neyden çekiniyorum
korktuklarım neler

neden öyle olmak istiyorum
neye imreniyorum
denemeli miyim
anlatmalı mı ?

olabilir miyim öyle
...istesem bile
istemekle olunabilir mi?
yetenek gerekmez mi?

buralarda var mıdır onlardan
yadırgamazlar mı beni
ben de öyle olsam
en azından denesem

düzenimin içinde düzensizlik arıyorum
kendim yaratmaya çalışıyorum
beni hayalimdeki düzene götürecek
düzensizliği böylecene başlatmalı mıyım

koca koca soru işaretleri hiçbirini bilmiyorum
cevaplar lazım bana

10 Ağustos 2008 Pazar

yoğun istek

sizlerin isteği doğrultusunda yazı karakterini büyütüüm.eğer okumak ve gözlerinizin sulanması ile ilgili hala sorunlarınız varsa,lütfen yorum bırakın.renkleri falan değişebilirim.zira bu kadar büyük olması hiç de hoşuma gitmedi.bi küçük boya mı geçsem acaba ? ne dersiniz ?
bu arada burada yapamadığım bi olay keşfettim,daha önce taslak olan bir yazıyı yayınladığımda taslak olarak yaratıldığı tarihe konuyor ama ben onun en tepede olmasını istiyorum nasıl olacak o.yazı şu : unforgiven.az aşağıda onu da okuyunuz efem ,siz orda olamayanlar için yazıldı

9 Ağustos 2008 Cumartesi

Bir daha konuşmayacağım

konu konuyu açar ya ,bi' muhabbet dönerken etrafta daldan dala sıçrarsınız.sanırım ben konuşmayı daha doğrusu konular arasında bağlantı kurmayı beceremiyorum.az önce yeni ev arkadaşlarımla-ki kendileri bu haftasonu eski olacaklar- konuşuyorduk.bir konudan ben başka bir konuya geçtim.anlattım anlattım ama bu sefer o kadar detay vermedim sıkılacaklar diye.sonra o konu bitince bende çağrıştırdığı başka bir şeyden yeni bir konuya geçip,farklı bir olay anlattım ama anlattıktan sonra gülüp yüzlerine baktığımda hala benden anlatmamı bekliyorlardı.oysa ki olay bitmişti.

-bu kadar,olay buydu.hani bir yere bağlamıyacağım ,dedim.
-haa dediler.

:) ben de karar aldım.önümde iki secenek var.konuşmayı o kadar seviyorum ki ,elime mikrofon verince susmak bilmiyorum ve yaşadıklarımın bende bıraktığı etkiyi karşımdakinde de bırakmasını bekliyorrum.ama eve çıktığım,bu şehirdeki hayatımı ilk kurduğum zamanlardan kalma anılarımı düşününce de şöyle diyorum; ya insanlar beni tam tanımayınca onlara bir olay anlatmıyacağım.bıu onların suçu değil.benim anlatışımdan kaynaklanan bir devam beklentisi.ama beni tanısalardı,lafım bitip ,gülmeye başladığımda bön bön suratıma bakmazlardı.o yüzden zaman iyicene geçene kadar susacağım.ya da kendimi değiştirim belki de kurslara gidip :) konuşma dersleri almalıyım.daha doğrusu konunun kapanmasına yakın sesimi kullanmayı ve daldan dala atlamamayı öğrnmeliyim sanırım.yoksa karşımdakiler haklı olarak "eeee!"" diyorlar.napalım şimdilik önümde iki seçenek var.ya sus ya da öğren :) umarım düzelirim.ama bugun keşke bizim salonda olsaydınız.bir film sahnesinden,amerikaya,ordan kahveye starbucks a ,amerikan polislerine,evsizlere ve ordan da gloria'ya atlayıp dakikalarca konuşup sustuğumda benim gördüğüm suratları görmeliydiniz.ahahaha:)

6 Ağustos 2008 Çarşamba

CAMEL



...all the rockers smoke Camel.
...and the fuckers.


http://oyleolmazo.blogspot.com/2007/06/camel-insani.html

1 Ağustos 2008 Cuma

Unforgiven



kesinlikle linki tıklayıp 2.şarkıyı dinleyin en azından sadece başını :)
http://www.imeem.com/dialogs/standaloneplaylist/?p=TdwZ5Kc2
bi'de 20.şarkıyı :)

Son zamanlarda gittiğim konser yığınları içerisinde kesinlikle öne çıkan bir tane vardı ki,o da metallica idi.bundan önce 2 konser vermişlerdi ama o zamanlar önemseyip gitmemiştim.dayımın da etkisiyle bilmeden yaptıkları müzige bok atıp,sevmem demiştim.peki ne değişti.metal müziğe scorpions ile başlayan ben için gitarın,baterinin tonları,sesleri fark yaratmaya başladı.şarkı sözlerini anlamaya çalıştım ama anlayamadım.sonra anlamaya başladım.vokale hayran kaldım.ve ortaya çıkan müzk bence mükemmel.tıpki bu haftasonu gittiğim konser gibi.konserden sonra şunu dedim: ben hayatımda ilk defa bir konsere gitmişim.çünkü gerek sahne şovu,gerek çalınan şarkıların kalitesini düşününce,şimdi durup gülüyorum sadece.artık sahneye çıkarken bir klasik olan "ecstacy of gold"la çıktılar sahneye.ve creeping death başlar başlamaz, 3 tane dev ekrana görüntüleri geldimükemmel kalitede bir görüntüydü.sanki yanı başımda çalıyorlardı,stadtumda nerde olduğum hiç de önemli değildi ve .stadyumda öyle bi zıpladım ki yerime geri düşerken koltuklardan aşağıya yuvarlancam diye panik yaptım.onları orada görebilmek benim için eşssizdi.belki mark knopfler da olduğu gibi konser bitince yerimde durup,ıslak gözlerle ama bitii bu kadar mı demedim ama konser boyunca agzım açık seyrettim ve her parçaya eşlik ettim.o nasıl bir karizma ve nasıl bir "frontman"dir ki ,seyirciye arkasını dönüp,bacaklarını dizlerinden kırarak gitar çaldığında bile kocaman bir gülümseyişle imrenerek bakıyordum.james'in yerinde olmak istedim defalarca.konser bittiğinde de ,yere dizlerinin üstünde çöküp ellerini yumak yapıp bize doğru uzatıp teşekkür etmesi,defalarca önümüzde secdeye gitmesi,boğazımı düğümledi.ve dedim ki kim gelirse gelsin buraya bu kadar adam toplayamaz.kolay değil.o kadar çok bilet satılmıştı ki ,insanlar kör noktalara oturmak zorunda kaldı.zaten konserden önce de adamın teki çıkıp özür diledi ve daha büyük bir stat yapsalardı burayı hepimiz sığardık ama sığmıyoruz dedi.konser bittiğinde,tutup da o adamlara bok atan,piyasa müziği yapıyolar ben sevmem diyenleri görmek isterdim.çünkü herkes çok mutluydu ve patlayan fişeklerle,stadyum boyunu aşan alev gösterileriyle gerçekten daha fazlası yapılamaz diyordu insan.gelelim james hetfield'e.seyirciyi bu kadar gaza getirebilen başka bir yetenek görmedim ben ve de bilmiyorum var mı?
ama şu kesin ki metallica gerçekten müzik tarihindeki en büyük grup.insanlar ne kadar yaşlandılar,piyasa müziği yapıyorlar,ben ilk albümleri saviyorum dese de,ben orda gördüm ki insanlar ilk albümleri bilmiyorlar.onlar için metallica 90lardan çıkıp gelmiş bir grup.çünkü nerdeyse ilk albümü baştan sona çaldıklarında herkes boşboş birbirine bakıp bu yeni albüm mü falan dediler.ve de 92 de ne kadar hızlı çalıyorlarsa burda da o kadar hızlı çaldılar,bir o kadar eksiksiz çaldılar.insanlar dinlediler kıpırdandılar zevk de aldılar ama herkesten duyduğum o ilk albüm konusu tamamen bir bahaneymiş.çünkü bilmiyorlar.ama nedense sokakta nerdeyse ben metal dinliyorum iyi kötü hakimim olaya diyen azımsanmayacak bir çoğunlukta hala bir bok atma alışkanlığı var.kim şişirdi kim dolduruşa getirdi bilmem ama ne gidieceğim şeklindeki aşağılamaları her yerde duydum ben.neyse ki bir efsaneyi hem de gerçek bir efsaneyi gördüğüm kesin.ha bunlar tek büyük mü tabii ki değil.ama dağın beyaz olan doruklarında en tepeye çok yakın yerlerde durdukları kesin.ve 12 yaşından 55 yaşına kadar orada gördüğüm insanlardan sonra diyebilirim ki,25 sene önceki bestelenen şarkı çaldığında herkes eşlik edip,gülüp bağırıyorsa,ben başka bişi diyemem:)

son zamanlarda ne yapıyorlarsa yapsınlar hala konser şarkı listesi ilk 4 albümden oluşuyorsa,geç de olsa bu adamların kafasına dank etmiş olmalı bi'şeyler.ve herkesin bir döneminde olan bu insanları affetmek gerekmez mi sizce.ben hiç kızmamıştım ama,saçlarına beline kadar uzatmış ve sürekli siyah tshirtler giyen o barmen arkadaşın dediği,"ben o adamların konserine gitmem,ha gelirler eve,misafirim olurlar,derim anne bir çay yap içsinler diye.ama benden daha fazlasını beklemesinler" lafı aklıma geldikçe hem güldürüyor,hem de üzüyor.

konserden not:
james : yeahhhh
seyirci : yeahh
j : neden burda olduğumuzu biliyor musunuz?
s: yeahhh
j: yeah?! why ?
s: .....
s: yeahhhh
j: ıhahh ahh ahh

http://www.imeem.com/dialogs/standaloneplaylist/?p=TdwZ5Kc2
şu 16.şarkıyı dinleyin de ,ordaki seyirci çığlıklarını sebebini anlamaya çalışın..
ya da ben size söyleyeyim: stad boyundan yüksek alev topları,patlayan tonlarca nohut ve stadın bi ucundan diğer ucuna yanarak giden alev çizgisi