9 Ağustos 2008 Cumartesi

Bir daha konuşmayacağım

konu konuyu açar ya ,bi' muhabbet dönerken etrafta daldan dala sıçrarsınız.sanırım ben konuşmayı daha doğrusu konular arasında bağlantı kurmayı beceremiyorum.az önce yeni ev arkadaşlarımla-ki kendileri bu haftasonu eski olacaklar- konuşuyorduk.bir konudan ben başka bir konuya geçtim.anlattım anlattım ama bu sefer o kadar detay vermedim sıkılacaklar diye.sonra o konu bitince bende çağrıştırdığı başka bir şeyden yeni bir konuya geçip,farklı bir olay anlattım ama anlattıktan sonra gülüp yüzlerine baktığımda hala benden anlatmamı bekliyorlardı.oysa ki olay bitmişti.

-bu kadar,olay buydu.hani bir yere bağlamıyacağım ,dedim.
-haa dediler.

:) ben de karar aldım.önümde iki secenek var.konuşmayı o kadar seviyorum ki ,elime mikrofon verince susmak bilmiyorum ve yaşadıklarımın bende bıraktığı etkiyi karşımdakinde de bırakmasını bekliyorrum.ama eve çıktığım,bu şehirdeki hayatımı ilk kurduğum zamanlardan kalma anılarımı düşününce de şöyle diyorum; ya insanlar beni tam tanımayınca onlara bir olay anlatmıyacağım.bıu onların suçu değil.benim anlatışımdan kaynaklanan bir devam beklentisi.ama beni tanısalardı,lafım bitip ,gülmeye başladığımda bön bön suratıma bakmazlardı.o yüzden zaman iyicene geçene kadar susacağım.ya da kendimi değiştirim belki de kurslara gidip :) konuşma dersleri almalıyım.daha doğrusu konunun kapanmasına yakın sesimi kullanmayı ve daldan dala atlamamayı öğrnmeliyim sanırım.yoksa karşımdakiler haklı olarak "eeee!"" diyorlar.napalım şimdilik önümde iki seçenek var.ya sus ya da öğren :) umarım düzelirim.ama bugun keşke bizim salonda olsaydınız.bir film sahnesinden,amerikaya,ordan kahveye starbucks a ,amerikan polislerine,evsizlere ve ordan da gloria'ya atlayıp dakikalarca konuşup sustuğumda benim gördüğüm suratları görmeliydiniz.ahahaha:)

Hiç yorum yok: