18 Kasım 2009 Çarşamba

der Mizah

ingilizcesi humour olan mizah'ın almancasınında Mizah olduğunu hatta artikelinin de "-der" olduğunu henüz farkettim :)
iyimiş

17 Kasım 2009 Salı

saat neredeyse iki olacak.ne güzel,bazen gerçekten zamanın geçmesini bazen de durup beni terketmemesini istiyorum. çoğu zaman yakalayamıyorum zamanı.insanlar nasıl yapıyor bunu bilemiyorum.dün o çok sevdiğim diğer arkadaşım geldi bize.uzun zamandır ayrı kalmıştık birbirimizden.onun hayatında "birşeyler"ddeğiştiği için evine kapanmıştı diyebiliriz;) güyahut ders çalışacaktık ama saat 23:00 de gelince en fazla 1 saat ders çalıştık.sonra ara verelim diye birer sigara yaktık.konuşurken herbirimiz bir çek de yata uzandı,elimizde kahve ve sigara konuştuk konuştuk.saat 5 olunca artık yatmamız lazım .yarın sınawımız var diye yatma kararı aldık.hep diyorum ya konuşmak çok eğlenceli.bu hayvanlar nasıl yapıyor sıkılmıyor,insanlar konuşmadan nasıl duruyor anlamıyorum.birşeyler düşünmediklerinden mi ? konuşmaya üşendiklerinden mi ?
ama koca koca kahkalarla gülüp heyecanlı heyeccanlı cümleler kurmnak,kurduğumuz cümlelerin o anki çoşkusuna kapılıp kimi zaman elimizi kolumuzu havada salllamak ,kimi zaman da vermek istediğimiz mesajı cümlelerin yetmediğinizi düşünüp gene el kolla vermek..
bilemedim ..insanın hayatında birşeylerin olması çok güzel

Sonraki blog

uzun zamandır takıldığım bir tuş var, ekranın tam sol üst köşesinde.Blogumu açtığım zaman çıkıyor.Sonraki blog.genelde tıklayıp yeni şeyler keşfetmeye çalışıyorum.Ama hiç takip etmedim buluduğum ve beğendiğim blogları.Artık bir yenilik gelmiş bu tuşa.sanırım artık türkçe bloglar getiriyor sadece ekrana.ya da birkaç basışıma ragmen bana böle denk geldi bugünlük.bilemedim.ama okuyorum.size de tavsiye ederim.arada tıklayın sonraki bloga

15 Kasım 2009 Pazar

Twitter

ahaha dayanamadım ve kendime bi twitter hesabı açtım ..username kolay olsa gerek bi deneyin bakalım bulabilcek misiniz ?

Bebek Yağı

Yumuşacık ve pürüzsüz bir tene sahip olmak için, banyodan çıktıktan sonra ıslak vücudunuza bir miktar ebbe yağı sürün ve durulamadan kurulanın.

Bootie

Bu sezon Bootie yani bilekte biten botlar çok moda. Bu botları taytlarla, elbiselerle ve kot pantolonlarla giyebilirsiniz

Çaydanlık

Çaydanlığınızın içinde biriken kiraç tortusunu temizlemek için içine biraz sirkeli su koyun ve 15 dakika kısık ateste kaynatın.

Karnabahar

Kış aylarının sebzesi karnabaharda C vitamini, Potasyum, Mineral, Betakaroten ve lif bulunmaktadır. Karnabahar idrar söktürür, dalak hastalıklarına iyi gelir, şeker hastalarına faydalıdır ve kalp hastalıklarına karşı koruyucudur.Ayrıca kan basıncını dengede tutar ve kansere yakalanma riskini azaltır.

Fırın Tepsisi

Börek veya kurabiye pişirdiğiniz fırın tepsilerinizi temizlemek için tepsi henüz sıcakken biraz tuz serpip, havlu peçete ile ovabilirsiniz.Tuz tepsideki kalıntıların kolayca çıkmasını sağlayacaktır.

14 Kasım 2009 Cumartesi

Diş Sağlığı

Sağlıklı gülümsemek istiyorsanız diş sağlığınıza dikkat etmelisiniz.Yemeklerden sonra birkaç kuru üzüm yemek diş etlerinizde bakteri oluşumunu önler ve dişlerinizi bakterilere karşı korur.Ayrıca doğal şeker içerdiği için tok hissetmenizi sağlar.

Tuzlu su

Bahar aylarında artan salgın hastalıklardan korunmak için sabah ve akşam burnunuza ılık su çekmeli ve yine tuzlu ılık su ile gargara yapmalısınız.Tuz solunum yolu ile ağıza ve burna giren mikropların ölmesine yardımcı olacaktır.

Göz

Göz çevresindeki koyu halkalar yorgun ve cansiz görünmenize neden olabilir. Koyulukları gidermek için ruj şeklinde üretilmiş kapatıcıları tercih edebilirsiniz.Doğal etkiyi yakalamak için teninizden bir ton açık kapatıcı kullanmalı ve zemini mutlaka bir kremle nemlendirmelisiniz

Step

Bir zamanlar oldukça moda olan step, kalça ve bacak bölgesindeki yağların yakılmasında oldukça faydalıdır.

6 Kasım 2009 Cuma

benim çok hoş bir odam var.sanırım evdeki en küçük oda.benim de en az kullandığım oda bu aynı zamanda.ama en çok da sevdiğim oda.daha önce burayı ne kadar az kullanıp,ne kadar az eskitirsem o kadar çok seveceğimi fark ettim.şimdi gene burdayım.çünkü salonda bana yatmaya yer yok.ama burası içinde barındırdıklarıyla tam anlamıyla yuvam gibi.bir kuşun yuvasını sahiplenmesi gibi sahiplenmişim burayı.ve buraya gelmeden daha 2 saat önce salonda otururken buraya geleceğim anı düşünüp ,heyecanlanıp,mutlu bile olmaya başladım .ve içine girer girmez beni tekrar birşeyler paylaşmaya,düşünmeye ve gülmeye sürükledi. çok seviyorum burayı ve içindekileri evet,tıpkı burada yaşayan ve beni hep aza kanaat etmeye,kendi başıma ayakta durmaya,hayattan bu kadar çok şey istememeye teşvik eden sahibi gibi
Çok, hem de çok uzun zamandır ders çalışmakta olduğum için kendi hayatım adına farklı olan hiçbir şey yapamaz duruma düştüm. Aslına bakarsam bundan hiç de rahatsız değilim. Sanırım bir şeyler ile bu kadar meşgul olmak hoşuma gitti, hele hele insanlardan yardım almak durumuna düşmeyip, onlara yardımcı olabilmek karakterimden olsa gerek bayağı hoşuma gitti. En yakınımındakilerle sahip olduğum bütün bilgileri paylaşırken, arada kulağıma fısıldanan ve yakın olmayanlarıma yardım etmememi tavsiye eden o sese biraz daha böyle giderse uymak zorunda kalacağım. ama şu ana kadar hiç de o sevmediğim öğrenci modeline bürünmeyip, bilgi bencili aptal öğrenci kimliğini sahiplenmedim.fakat şu anki durumum aslında içler acısı ve bu yoğun programın bir an önce bitmesini bekliyorum.ama öğrenci bile olsak ,bence bu kadar yıpratılmamaız gerekiyorç.buna kimsenin dur diyeceğini sanmıyorum ama birileri bunu fark etse ve sadece 1 dersle değil en az 4 en fazla 8 tane dersle boğuşmak zorunda kaldığımızı anlasa işte o zaman sanırım çok daha mutlu olcam.bilemm ne zaman ama sanırım hayat koşuşturmacası denilen şey bu..ama bunun bence daha kötü bir yanı var.içinde öğrencilik bulunmayan "gerçek hayat"ta,yapacakların ve bunların doğuracağı sonuçlar belli.mesela iş hayatı stressli ve yoruuc ama işin ve bu bağlamdaki başarın biraz belli.ama öğrencilikte sanırım bu yok.ne kadar çalışırsan çalış,çalışmadığın yer illaki olabilir ve hatta çalıştığın şeyden bambaşka bir konu gelebilir,ve adamı ters düz eder.işte bunun stresi ve kafayı yıpratması sonucu ,mitolojideki unicorn'a benzetiyor beni,tam 2 kaşımın arasında çıkan o boynuzumsu sivilceyle.insanların popomdan sonra en çok baktıkları suratımsa beni tam bir gulyabaniye benzetmek üzere.henüz bunların hiçbirisi olmadı ve umarım olmaz,işte vücüdum bu reaksiyonu göstermeden önce ben rahatlayabilirsem sanırım o zaman nefes alabileceğim tekrar