6 Nisan 2008 Pazar

değişen hiçbir şey yok

hiç kimseye belli etmesem de inanılmaz bir baş ağrım vardı bugün ve ben sadece bir tek umut besleyerek ilaç içmedim.belki aldığım alkol bana cesaret verir ve söylemek istediklerimi söyleyebilirim diye.
oysa ki ne kadar zormus dudaklarımdan çıkan 2 kelimelik ifadenin anlam kazanıp karşıya ulaşması.neticede elimde kalanlar sadece bir gölge oldu.ve ben geriye dönüp baktığımda o gölgeyi bile
göremedim.meğer ne kadar uzaklaşmışım o anlık zaman birimde senden ve gölgenden.sonra bir kez daha kızdım kendime.seni kaybettiğimin nasıl farkına varamadıysam, gölgeni görmek için
döndüğüm anda da o kadar uzaklaşmış olduğumun farkına varamadım senden.ayaklarımı mı suçlamalıyım yoksa hatayı yine kendimde mi görmeliyim bilmiyorum ama,bedeninin ötesinde ,o gece aydınlatmalarından
oluşan vücudunun yansımalarını
bile göremeyince anladım ki elimde sadece göz yaşlarım var .ve ben bütün yol boyunca göz yaşlarıma dokundum bir kez daha sana dokunabilmenin hayaliyle ve sonra bütün su birikintilerine bastım,
asla basmadığım ve belki asla o kadar sert şekilde basmayacağım su birikintilerine.dizlerime ve paçalarıma bulaştılar hatta yüzüme kadar sıçrayıp göz yaşlarımla birleştiler ama sana dokunabilmenin
tadını vermediler bana.sen farkına varmasan da hala kulaklarında gülücüklerinin çınlamaları ve zihnimde gülerken kafanın bir sağa bir sola sallanması.oysa belki fark edersin diye sormuştum
"sen şifreni mi değiştirdin diye ?" ben 2 yıldır aynı şifreyi,senin eskiden kullandığın şifreyi kullanıyordum.hani senin söylediğin ve benim değiştirdiğim şifreyi.o zaman fark ettim bazı şeyler değişmiş.hatta
herşey değişmiş.şimdi sadece duvarların tavanla birleştiği yerdeki örümcek ağlarını arıyorum.durup saatlerce bakmak ve ordaki örümceğin küçük dünyasındaki hareketlerini izleyebilemek ve başka şeylere
odaklanabilmek için.belki ben de senin gibi sol ayağıma sarı ,sağ ayağıma kırmızı çorap giysem o zaman anlayabilirdim seni.belki o zaman ben çakmağını yaktığımda ve sana dokunabilmek umuduyla
elimi gazdan çekmeyip sigaranı yaktığımda sen de dokunurdun baş parmağıma ve belki o zaman eskisi gibi saçlarını okşayıp senin uyumanı beklerken yanında uzanıp uykuma dalma hayalim gerçek olurdu.
bilmiyorum ya da biliyorum ne olacağını.ama bu akşam benden bir yazı beklenmesi gibi ben de seni bekliorum.yazı yazmam kesin olsa da sosyolojinin en güzel bu kızına ulaşmam imkansız gibi duruyor.
keşke "ona çok yüklendin biraz rahat bırak ,anlamaya çalış " diyeceğine başka şeyler söyleseydin bana.o zaman belki hayalimden ya da senden vazgeçerdim ya da çekmek için uğraştiğim ve senin fotoğrafini çekebilmek için getirdiğim makinemdeki resmine bakıp ağlamazdım.belki o zaman kafanda belki bir ihtimal doğar diye sana değiştiğimi ispatlamaya çalışmazdım.evet,, dediğin gibi sen kendini çok rahat hissediyorsun ve bana
teşekkür ediyorsun sana bu geceyi yaşattığım için.ben de sana teşekkür ederim bana bu geceyi yaşattığın için ama ben kendimi hiç rahat hissetmiyorum ve emin ol bu yakada değişen hiçbir şey yok