23 Şubat 2007 Cuma



Sağda solda o kadar gezince insan doğal olarak birçok tuvaleti kullanmak zorunda kalıyor. Ben artık farklı tuvaletleri tanıyor, kafasında “en güzel lavaboda bizim hasan âligillerde” derken “ama en şık ayna da Fıdık Şükriyelerden Ayşe kızlarınki” diyebiliyorum artık . Aslında şöyle bir bakınca tuvalet bizim en iyi dostlarımızdan biri. Sabah uyanır uyanmaz çoğu zaman ilk onun evini ziyaret ederiz. Ama tuvaletin misafiri olarak bulduğumuzu değil umduğumuzu kullanırız. Kimi zaman sıcak kimi zaman soğuk suyu alırız ondan. Gün içinde de sıklıkla ziyaret ederiz ve hiç çekinmeyiz ondan. Duşta bağara bağara şarkı söyleriz, aynada farklı saç şekilleri deneriz. Garip garip aynada kendimizle konuşuruz falan filan. Şimdi tuvalet, banyo, lavabo her neyse onlar, orada bir klozet var ki bu bizim bütün pisliğimi kimseye göstermeden, söylemeden örtbas eder. Orda o kadar özgürsünüzdür ki saatlerce oturup sigara içebilir, gazete ya da dergi okuyabilirsiniz öylecene hareketsizce. Ama burada şu tespitimi aktarmak istiyorum: Insanın kendi evinindeki tuvaleti gibisi yok. Diğer tuvaletler(burada kasıt klozet kapağı) böyle daracık soğuk. O Size yabancı, Siz ona. Orada rahat etmek imkânsız. Kimi tuvaletler de(burada kasıt banyonun kendisi) sessiz, gizemli. Sabun nerde, bu havlu acaba ayak havlusu mu? El havlusu nerde? Acaba yeşil sabunu kullansam Annesinin cilt sabununu mu kullanmış olurum? Hımm şu sarı sabun muzlu galiba ne güzel kokuyordur! Ama daha hiç kullanmamışlar kullansam mı acaba .Hain tuvaletlerse(burada kasıt bizzat banyo kavramı ve bizzat küvet) tertemiz. Böyle orada duş alınca arkanızdan bütün kirliliğinizi saçınızı, sabun artıklarını temizleyip her yeri yine kupkuru ve tertemiz bırakmak zorundasınızdır. Tabi bu Vileda- , Marc- ya da Cif-adam rolü sizi kirletir yenden. Gir bir daha duş al. Ha diğer konu da tuvaleti kullanma süresi! Ya ben orda o kadar mutluyum ki hep gülüyorum, temizleniyorum, sanki göreceğim insanlar beni daha önce hiç görmemiş zannedecek kadar değiştiğimi hissediyorum. O yüzden bıraksalar içerde bir saati aşkın süre kalırım( kalmışlığım var iddiaya girmeyelim) sonra ne mi oluyor? Çıkınca herkes ya dalga geçiyor ya da anlam veremiyor, böyle meraklı meraklı bakıyor. Abi napıyorsun orda diye? Kolay! Al müziğini gir içeri sıcak-soğuk fark etmez suyun altında otur. Ama yabancı tuvalette yok işte o özgürlüğün. Başkasını tuvaletinde dilini bilmediğiniz bir ülkedesiniz. Âdetini bilmediğiniz bir kültürdesiniz. O tuvaletler kötü yerler. Biz oraları sevmiyoruz, Biz oralardan nefret ediyoruz. Biz kendi tuvaletimizi seviyoruz, evet o bizim, o bizim değil mi, Evet o benim benim tuvaletim.

2 yorum:

Köşenin Delisi dedi ki...

Bu sanırım erkeksel bi durum çünkü bu yaızyı Barış yazmış gibi sanki :)))))) Bi adam bu kadar mı sever yahu tuvalette geçirdiği zamanı?? Ben küçükken öyleydim, annem deli olurdu yazık, ama şimdi zamandan epey tasarruf ettiğim yerlerden biri sayılır. Ama dedim ya...Barış'ın kesin okuması lazım bunu (tuvalette tabii!!) :))))

nothing out of the ordinary dedi ki...

ben turamam sahsen tuvaletlerde daral gelir mumkunse hiç girmiyim