10 Temmuz 2008 Perşembe

evde tek başına

Dürüst olmak lazım diye başlıyorum çünkü çoğu zaman dürüst olamıyoruz.kendimize karşı dürüst olsak bile nedense bir şekilde bunu başkalarına yansıtamıyoruz ve onlara "yooo" derken aslında içimizdeki sese ""evevt ,evet" diye onay veriyoruz.hayatımda bir eksik var diye bir fikir takıldı aklıma ve düşününce gerçekten de öyle olduğuna karar verdim.aslında hiç istemediğim ve hayatımda olduğu zamanlarda yokluğunu aradığım birşeyi arıyorum.
kitap okurken, yazar sol omuzuna dokunan bir el ile şefkatle ona bakan gözlerden bahsedince ve gözlerinin dakikalarca şaşmadan birbirine baktığını anlatınca yüreğim bir garip oldu.en büyük şeyin aşk olduğunu sandığı zamanları ve aslında aşkın değil de aşkdan kaynaklanan merhametin acıma duygusundan daha büyük olduğunu söyleyince hak veremeden geçemedim ve bir kez daha düşündüm aynı olayların içinde kendimi.hiç de mutsuz olmadım o olayların içinde kendimi görünce.
bir kız arkadaşa, bir eşe ya da ne bileyim her dakikamı beraber geçireceğim bir dosta ihtiyacım yok aslında.hayatının her anında tek başına kalmayı isteyen,etrafındaki boşluktan zevk alan ve ileride kendisini gene tek başına hayal etmekten zevk alan ben için biraz zor oldu sanırım bunu kabullenmek ama şu an son derece yalnız hissediyorum sanki etrafımda kimsecikler yok ve günlerdir hiç konuşmamışım gibiyim.işte bu yüzden durup düşününce itiraf ediyorum ki benim evimde akşam otururken konuşabileceğim ona kahve koymaktan zevk alabileceğim,sabah kalktığımda heyecanla ona uyandığında günün ilk süprizini yapabileceğim,bana herşeyi öğretebilecek ve öğrettiğim herşeyi anlayabilcek, akşam oturuken ben mızıka çaldığımda bana gitarıyla eşlik edecek, kitap bakınırken heyecanla bana beğendiği kitapları getirecek, yolda yürürken bana bir konu anlatırken benden kopacak ve yürürken hızlanıcak sonra durup boynuma atlayacak,ben teknelere bakarken neden öyle baktığımı anlayabilecek,deniz hakkında konuşurken denize benim kadar hayran olabilecek,yolda yürürken suratına çarpan rüzgarı hissedip gözlerini kapadığında bir teknenin burnunda teknedeki en temiz havayı soluduğunu hayal edecek,ve insanlara solunmuş havayı solutacak birine ihtiyacım var.benim gerçekten beni anlayabilecek ve benimle konuşacak birine...gülümsediğini gördüğümde bile ondan daha mutlu olabileceğim birine..

9 yorum:

Köşenin Delisi dedi ki...

yüzyılın son romantiği! Ne güzel bir adamsın sen yahu!! :D Ben de senin gibi yalnızlığımı severim, ama bu biraz da istediğim an yalnızlığımdan sıyrılıp yanına koşabileceğim birkaç insan olduğunu bilmemdendir belki, kimbilir. İyidir yalnızlık, ama paylaşmak gibisi de yoktur ya güzellikleri. Yıllar önce biten bir ilişkimin ardından, yılbaşında süslenmiş ağaçların ışıklarına hayranlıkla bakarken şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "Tamam, bunlar cidden nefis görünüyor, ama bunu kiminle paylaşacağım ben? Annlatmam lazım, ama yanımda kimse yok"

Güzel bi adamsın sen, tekrar ediyorum. Umarım hak ettiğin güzellikte biri çıkar karşına ve yine umarım ki bu insan hayal ettiğin her şeyi bıkıp usanmadan seninle birlikte yapacak, ve yalnız kalmak istediğinde bunu da anlayıp seni sessizce uzaklardan seyredebilecek yüreklilikte olur.

Özledim be...:)

aLCHEMY dedi ki...

hihehahu cok tesekkür ederim ifem, umarran gününde de hindi yapcam davetım dediğiniz gibi olur herşey.bu arada 40 kere dediğiniz öyle 100 yılın romantiği diye,oldum ben de en sonunda.bu arada ben de bu yılbasında bir agaç alcam eve hatta paskalya yortusu pişircem,şük vercem.bayağıdır insanlara söylüyordum da şimdi burda aklıma gelince yazayım dedim.amaç aktivite olsun

Köşenin Delisi dedi ki...

nece yazıyosun emre ya, bi baştan okusana yazdıklarını :D

aLCHEMY dedi ki...

varya o kadar güldüm ki ev arkadaslarım odalarından cıktı noldu diye keşke yollamadan önce bi okusaymışım..sorun su ki benim touchpad im bozuk bazen yazarken üst satırlarda bir yerlere yazmaya başlıyor kendince.o yüzden birbirine girmiş cümleler.olay şu :
hihehahu cok teşekkür ederim ifem(efendim'in Ayı Yoğice söylenen şekli).Umarım dediğiniz gibi olur herşey.bu arada 40 kere dediniz öyle 100 yılın romantiği diye,ben de oldum en sonunda.(hani 40 kere diyince olurmuş ya) :) bu arada ben de b yılbasında bir agaç alcam eve hatta paskalya yortusu pişircem,şükran gününde de hindi yapcam ve davet vercem.bayağıdır insanlara söylüyorum daşimdi aklıma gelince yazayım dedim.amaç aktivite olsun

Köşenin Delisi dedi ki...

hahaha :D ellerin terlemiştir, o yüzden oluyodur, ben de oluyo arada :)

bu arada...ben bikere denemiştim o kırk kere olayını, bi bok olmamıştı :) yanlış mı saymıştım acaba :P

nothing out of the ordinary dedi ki...

canım çekti şimdi ...

aLCHEMY dedi ki...

kırk kere "ben dünyanın en süper fizikli insanıyım" demeye kalkarsan olmaz tabe..makul şeyler sölemek lazım. insan duydukça inanmaya başlıyor.ben öyle olduğuna inanıyorum köseninensüperfizikliinsanı :) ahah

aLCHEMY dedi ki...

aha aklıma ne geldi. şimdi o blog kapandı ya insanlar tutup koseninensuperfizikliinsanı.blogspot.com diye arama yapıp sizin sanki o adreste yeni blogunuz falan var sancak.:)

baurk... dedi ki...

çamın en tepesindeki yıldızı tek başıma koyabilcek kadar dengeli olsam...