4 Aralık 2009 Cuma

Tanrı ile sohbetler

az önce internet üzerindeki forumlarda dolaşırken sürüklene sürüklene dinle ilgili bir tartışmanın içinde buldum kendimi.konu aslında "the root of all evil" ve "zeitgeist" adlı belgeseller ve insanların fikirleri üzerinde giderken birden bir tartışma doğmuş. ben de kopyala yapıştır yöntemi ile buraya taşıyorum.biliyorum -daha doğrusu tahmin ediyorum ki- çoğunuzun bu kavramlarla ilgisi yok,ilgisi olsa da okumaya ya da kafa yormaya üşeniyorsunuz.belki ne yazık ki bizim anlamaktan çok uzak ve bizim kültürümüze çok yabancı olan arapça etkisinden dolyıdır bu.ama ilginizi çekerse buyurunuz okuyunuz;
tartışma bir internet sitesinden alınmış.oradaki arkadaşların herbirine teşekkür ederim ama gizlilik ilkesine sağdık kalacağım için referans göstermeyeceğim;

ALINTI ;

“Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur.
Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak
düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. „ (Bakara Suresi, 29)

ms 600 lu yıllarda gokyuzun 7 kat oldugu belirtiliyor biliyoruzki o tarihte bunu bilmek imkansiz o zamanin teknolojisi gore,gunumuzde atmosferin 7 katmandan olustugunu biliyoruz


"Göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. Hiç kuşkusuz, biz, genişleticileriz" Zariyat Suresi 47. ayet

genisleticileriz derken bilimi takip edenler bilir bigbang teorisine gore evren genislemektedir

ALINTIYA CEVAP

bakara suresi 29. ayet bilimle ilgili bir ayet değildir. çünkü orada (ve kuranın diğer kısımlarında) bahsedilen 7 kat gök bütün evrendir. bir katında yıldızlar vardır bir katında başka şeyler vardır falan. ancak 7 kat olan bütün evren değil sadece atmosferdir. eh, yıldızlar ve diğer gök cisimleri atmosferde olmadıklarına göre bu ayet bilimsel bir anlam taşımaz (hatta bilimle çeliştiği bile söylemebilir).



Zariyat Suresi 47. ayet ise:

Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter. (diyanet çevirisi)

Bir de göğe bakın Biz onu kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki Biz onu genişletmeye de malikiz. (elmalılı hamdi yazır çevirisi)

Göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. Hiç kuşkusuz, biz, genişleticileriz. (yaşar nuri çevirisi)

Göğü Biz çok sağlam bir şekilde bina ettik, onu genişleten Biziz. Çünkü Biz geniş kudret ve hakimiyet sahibiyiz. (suat yıldırım çevirisi)


görüldüğü gibi yaşar nuri dışındaki hiçbir çeviride "genişleticiler" lafı geçmiyor. diyanet çevirisinde ise genişlemeden hiç bahsedilmiyor (aslında sırf bu bile kuranın ana dili arapça olanların bile kuranı tam anlayıp çeviremediğinin bir ispatıdır. çeviriler arasındaki tutarsızlık çok bariz bir biçimde ortadadır).

yaşar nurinin kuranı hoş göstermek için kuranda yaptığı değişikliklerin haddi hesabı yoktur. (suç işleyen kadına hafifçe vurun çümlesini bile komple kurandan çıkartmıştır kendisi).


gelelim bence en doğru çeviri olan elmalılı hamdi yazırın çevirisine:

"genişletmeye de malikiz" demek genişletmeye gücümüz yeter demek. buradaki genişleme ile anlatılmak istenen gezegen ekleyerek yapılan bir genişlemedir. yani big bangdaki harekete dayalı kendi kendine sürekli bi şekilde genişlemeden ziyade;

"biz o kadar güçlüyüz ki evreni bile genişletebiliriz" anlamı vardır.


neden bir çok yerde tanrının bizzat kendisi (yani "ben") yerine çoğul konuşması (yani "biz" demesi) da ayrı bir konudur.

Hiç yorum yok: